Evliliğin İnsan Sağlığına Etkileri

By Seda

evlilik, kadına yönelik şiddet, kalp, kalp krizi, şiddet, sosyoloji

Sevgili lise arkadaşım Sevgililer Günü’nün anlam ve önemine istinaden, evliliğin insan sağlığına etkilerini bir kardiyoloji uzmanı olarak değerlendirmiş.  Yazısı çok hoşuma gitti. Tabii ki hem okudum, hem de sevgili sivri çenem durmadı. Okurken, bir yandan da yorum yapıp durdum. Özetle bilimsel açıdan evliliğin kalbe iyi geldiği söyleniyor. Yazının orjinaline https://www.hurriyet.com.tr/saglik/22570339.asp adresinden ulaşabilirsiniz. Alternatif düşünce kaynağı olarak da bildiğim kalbim ise, yine bu konuda da aldı sazı eline.  Doç. Dr. Alp Burak Çatakoğlu’nun bilimsel görüşlerinden alıntılarla, bakalım benim kalp ne söylüyor bu işe.

kalp krizi

Öncelikle şunu belirtelim; evlilik kalp krizi riskini azaltıyormuş. Bak sen! Sürekli duygu egzersizi tabii. Kas devamlı çalışıyor. İki dakika rahat etmez evlilikte. Doğru. İnişler, çıkışlar… Yol, yordam arayışları. Laf anlatma çabaları. İrili ufaklı krizler, bunların terapileri… Bu benim yorumum tabii. Mevzunun bilimsel açıklaması neymiş bakalım:  ‘Europan Journal of Preventive Cardiology’ de yayınlanan yeni bir araştırmaya göre evliliğin yalnızca erkeklerde değil, kadınlarda da akut koroner olaya bağlı bir kalp krizi geçirmesi ihtimalini ve ölüm olasılığını belirli oranda azalmasını sağladığı ortaya çıkmış. Bu belli oran şu şekilde belirtilmiş: Araştırmada 1993 ile 2002 arasında kalp krizi geçirmiş 15.300 hasta incelenmiş. Hastalardan yaklaşık yarısı ilk ay içinde ölmüş. Kalanlar içinde bekar olan erkeklerde kalp krizi gelişme ihtimali evli olanlara göre yüzde 58-66 daha yüksek bulunmuş. Bekar kadınlarda da bu oran yüzde 60-65 çıkmış. Kalp krizine bağlı ölüm oranları ise şöyle: bekar erkeklerde kalbe bağlı ölüm oranı evli erkeklere göre yüzde 60-68 daha yüksek saptanırken bekar kadınlarda bu oran yüzde 71 daha fazla.

evlilik

“Bekarlık sultanlık değil.” diyor sevgili Doç. Dr. Alp Burak Çatakoğlu ve ekliyor: Sağlıklı bir kalp için önce kalbi sevgi ve aşkla dolduracak bir eş bulmak önemli. Kesinlikle katılıyorum kendisine.

Yine de merak ediyorum. Finlandiya’da yapılan bu araştırmada çıkan oranlar,ı bana kalırsa Türkiye’deki “eşini dövme”, “töre uğruna öldürme” oranları ile ciddi olarak karşılaştırmak lazım.

Ufak bir araştırma ile elde ettiğim veriler şöyle: Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM), Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen, 17.168 kişi ile yapılan görüşmelere dayanan ve 2009 ocak ayında yayınlanan “Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet raporu”na göre de evli kadınların % 11- 29’u eşinden ağır derecede fiziksel şiddet görmekteymiş. Yine 2007 yılında Ayşe Gül Altınay ve Yeşim Arat tarafından yapılan bir başka “Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet” başlıklı geniş ölçekli araştırmada belirtildiği üzere; Türkiye genelinde şiddet gören her iki kadından biri (doğuda her üç kadından yaklaşık ikisi) eşinden gördüğü şiddetle tek başına mücadele etmek durumunda kalmaktaymış. Kalbe neler olur, varın siz değerlendirin.

kadına şiddet

Yine aynı çalışmada, kocalarından boşanmış veya ayrılmış kadınlarda ise, fiziksel şiddet deneyiminin % 78 gibi çok yüksek bir oranlara ulaştığı bildirilmekte. Duygusal şiddet ise apayrı bir dünya!

Dolayısıyla istatistiksel olarak aradaki farka bakıldığında, özellikle kalp krizi açısından birebir mukayese yapamamakla birlikte, görüyorum ki; evli olmak Türk kadını için fiziksel sağlık açısından %50 daha avantajlı gibi görünüyor. Ya da şöyle diyelim; kadınlar evliyken yaşadıkları şiddeti çok da kolay itiraf etmiyor. Bilemedim. Sosyoloji zor zanaat.

About the author

Seda düşünmeyi, üretmeyi ve paylaşmayı sever. Mutlu olmak için çalışır. Hayatı ve kendini sorgular. “Neden?”ler kadar, “Nasıl”lar peşindedir. “An”ları yakalamak ve yaşamak gerektiğine inanır.

{"email":"Email address invalid","url":"Website address invalid","required":"Required field missing"}