Karne Zamanı

By Rana

aile, karne, karneler, okul

Karnelerin alınmasına yaklaşık 2 hafta kaldı. 25 ocakta ilk ve orta dereceli okullar ilk dönem yarı yıl tatillerine çıkıyor. 15 günlük bir dinlenme süreci bekliyor çocuklarımızı.

Son sınavlar kimi okullarda yapıldı, kimilerinde devam ediyor. Proje ve performans ödevleri teslim edildi, edilecek, çocuklarımız hummalı bir koşturmaca içinde. Tabiri caizse resmen okyanusta boğuşuyorlar. Eğer 8.sınıftalar ise koşturmaca çok daha büyük, son yapılacak SBS maratonu var ki, kimi dershaneler kendilerini kaptırdıkları o büyük yarışta çocukları 15 şubat tatilinde kampa alıyorlar, kimileri çoktan bir otelle anlaştı. Yani çocuklarımıza 15 günlük dinlenme bu yıla has, yasak.

Bir başka grubun sınavı ise çok daha yakın. Mart ayında ÖSS sınavları yapılacak. Her gün ayrı bir sınav. Koşturmaca bitmiyor.

Ama tüm bunların arasında  çocuklarımızda bir karne korkusu var. Ya karnem kötü gelirse ? Ya ailem bana kızarsa? Ya arkadaşlarımdan geride kalırsam. Üzerlerinde bu olağanüstü yarışın getirdiği bir baskılanma var. Hem kendilerini, hem toplumu mutlu etmek çabasındalar. Aileleri onlarla gurur duysun istiyorlar. Bu aslında çok doğal bir içgüdü. Hepimiz başarmak ve takdir edilmek istiyoruz. Ki bu da en doğal isteğimiz.

Çoğu zaman biz büyükler bile unutuyoruz. Her zaman başarılı olmak zorunda değiliz. Kimseye kendimizi beğendirmek zorunda değiliz. İspatlamak gibi bir baskılanma altında değiliz. Bunu yaratan biziz. Diyelim ki çocuğumuzun karnesi kötü geldi. Ne değişecek? O’nu daha mı az seveceğiz? O’nu evlatlıktan mı atacağız? Biz hiç başarısız olmadık mı? Başarılı olmak her zaman mutluluğa ait midir? Birini sırf en üst değerlerinden dolayımı severiz ? Çocuklarımızın hata yapmaya hakkı yok mu? Çocuklarımız bizim yapamadıklarımızı yapmak zorunda mı? Çocuklarımızın hatalarında ne kadar bizim payımız var?

Bu sorular çoğaltılabilir ama şunu unutmamak gerekir. Sahip olduğumuz en büyük zenginlik çocuklarımızdır. İster en rezil, ister en şahane karneyi getirsin; onlar bizim çocuklarımız. İyi ki varlar. İyi ki bizimle yol alıyorlar. Ya olmasalar, ya apansız gitseler, yaşamımız ne ıssız olurdu değil mi ? Bence sevgi koşulsuzluktur. Bize düşense sadece sevmek.
Herkese iyi karneler.

About the author

1968 ankara doğumlu. Ortaöğrenimini Aksaray'da tamamladı. Yıldız Teknik Ü. Elektronik ve Haberleşme Mühendisi. Yapay Zeka, Enerji alanlarında uzmanlaşma çalışmaları yaptı. Dış ticaret eğitimi aldı. Halen kendi adına danışmanlık yapıyor. Türkiyenin ilk ekoloji aktivistlerinden. Ekoloji konusunda Yeşil Gazete ve turnusol da yazdı. 2 kız çocuğu sahibi.

{"email":"Email address invalid","url":"Website address invalid","required":"Required field missing"}