İlk günkü melankolik yazımdan sonra, bugünkü yazıma nasıl başlamalıyım diye düşünürken, apansızca cep telefonum çaldı. Bazen cep telefonunu icat eden içinizden dualar edersiniz ya, ben de tam o anda öyleydim. Elimden bilgisayar, bir yerlere yetişme çabasında, stresinde bir ben.
Telefonun diğer ucunda ki İkiz Kızlarımdan Ağustos idi. Ağlayarak, aşı olduğunu ve eve gittiğini, canının çok acıdığını anlattı. Kahkalarla gülmeye başlayınca sözü yapıştırdı. “Mühendislerde ruh yok, Annem işte”
Diğer Kızım Destina aramak gereğini duymamıştı. Biraz bekledim ve aradım. Nasılsın dedim. Yanıtı hazırdı. “Anne, hemşireye canımı acıtmaması kendimce söyledim” dedim.
Sordum, acıyor mu diye, “Evet acıyor” dedi. Güldük.
Sonra büroma geldim. Kızların doğumu aklıma geldi. Doktorlara göre, Ben doğum yapmaması gereken canlılardanım. Halen devam eden bir böbrek yetmezliğim var. Ürologlara göre, böbrek yetmezliği olan kadınların asla hamile kalmaması gerekir, o dönemi belki başka bir yazıda uzunca yazarım ama ölüm riski yüksektir, nitekim benim kızlarım da, doğmaları gereken süreden sağlık problemlerim nedeniyle 1.5 ay önce dünyaya gelmek zorunda kalmışlardı. Ağustos doğduğunda 1500 gr. Destina 1700 gr’dı. İlk aşılarını vurmak için gelen hemşire, vurmaya kalktığında, bebeğe bir şey olur diye cesaret edememiş ama elime şırıngayı aldığımda kararlılığımı görmüştü.
İkiz annesi olmak, farklı bir olgudur. Cesaret ister, sabır ötesi bir şey ister. Kocaman mangal bir yürek ister. İnanılmaz bir emek ister. Önceliğiniz olsun ister. Tüm bunlar birleştiğinde kocaman kocaman sevgiler ister. Aynı anda acıkıp, aynı anda ağlarlar, birbirlerinin ne ölmesini, ne olmasını isterler, dengeyi iyi ayarlamak ister. Her ikisini de farklı bir birey gibi davranmak ister. Klişelerden uzak yetiştirmek ister. Sizin asla anlayamayacağınız bir bağ vardır, az biraz strateji ister. Tabi yapabilirseniz, süpersinizdir. Çünkü eğer çalışan hele de Ben bazen oturup cidden sinirden ağlıyorum. sizin bir başka formülünüz varsa, paylaşın. Ben onlar doğalı 14 yıl oldu. Bulamadım. İnanılmaz planlı yaşamanız gerekir. Kontrolü kaybetmemeniz de gerekir. Çevreniz Size bir süre sonra bu kadın ruhsuz demeye başlar. Bunu göze alacaksınız demektir.
Ama ekteki fotoğrafta da göreceğiniz gibi, siz’i öyle severler ki, içine rekabet girer , mest olursunuz. Hatta jest olursunuz. Farklı zevkleri olduğu için biriyle keman çalmayı öğrenirsiniz 30’undan sonra, diğeri ile paten kaymaya gidersiniz, biri Size şiirler okur, diğeri gangnam style dansını yapar. Yaşamınız her daim renkli, her daim enerjik, her daim macera doludur ve Siz buna alışınca dünya cennet olur. Bir de onlar büyüdükçe, gizli rekabet başlar aranızda ve gider gençleşmek için formüller arar yada benim gibi, makyaj’a başlar, yüksek topuk giyer, yetmez gardırobu değiştirirsiniz 🙂
Herkese iyi haftalar işte onlardan biri. Hangisi siz bulun. Ne de olsa onlar ikiz.