Değişim Hayatınızın Neresinde?

By Seda

değişim, hayat, tecrübe, zaman

İnsanlar değişir. Biz de değişiriz. Üstelik, sürekli değişiriz. Hep birlikte değişiriz. Bu iyi bir şey mi olur? Kötü mü olur? Bilinmez. Muhtemelen ne iyidir, ne de kötüdür. Değişim sadece gereklidir. Değişim hayatınızın neresinde?

Düşünün;  siz, değiştiğinizi söyleyen onlarca cümleden kaçını söylediniz hayatınız boyunca?

O köprülerin altından çok sular geçti mi? Eski çamlar bardak mı oldu? Ayılara yıllar yılıdır dayı diyoruzdur belki. Belki de öküz altında buzağı aramayı öğrenmişizdir. Bize dokunmayan yılanlar sanki binlerce yıldır yaşıyorlardır. Hatta nereye tüküreceğimizi öğrenmişizdir; ne sakal kalmıştır artık, ne de bıyık vardır. Kimi hallerde elimize bir jilet almış, durumu tamamen sinek kaydı tıraş etmişizdir hatta. Bu kadar ustalaşmışızdır yani. Biraz hinlik, biraz cinlik…

İşler kolaylaşır git gide. Zaman geçtikçe, tecrübeler arttıkça, bileşkelerin üzerimizdeki olumsuz etkisi de azalır sanki. Tecrübelerimizi satın alırken ödediğimiz paralar artık çok daha azdır mesela. İster tecrübe diyelim, ister kazık, ister öğrenilmişlik… Kendinden yanadır ya hep yürek; bir süre sonra, kendiliğinden, kendini acıtmamayı bilir.

Zaman değişir, biz değişiriz. İlişkiler değişir. Beklentiler değişir. Herkes değişir. İnsanlar doğar. İnsanlar ölür. Evlenirler. Boşanırlar. Doğururlar. Hatta yaşamdan bile vaz geçerler. Şehir değiştirirler olmadı saç değiştirirler. İşler değişir. Statülerin biri gelir, biri gider. En rutin tempoda dahi hiç birşey değişmese bile, anlık ruh halimiz değişir.

Bütün bu değişimlere ayak uydurmak, kafa patlatmak ne kadar zor? Ya da kolay mı? “Ne gerekiyorsa yapılır” hallerimiz aslında gerçekten doğal mı?  Gerçekten “değişmeyen tek şey değişim” mi? Peki ya normlarımız ne olacak? Doğrularımız? Bize ait olan, “olmazsa olmaz”larımız?  Onlar da mı değişecek? Değiştikçe, gelişmiş mi oluyoruz? Yoksa bizi biz yapan şeyleri kaybediyor olabilir miyiz?

Oysa ki; biz belli bir mizaçla dünyaya gelmemiş miydik? Daha bezimizdekilerden belli değil miydi huyumuz, suyumuz?  Büyümek derdinde neler öğrendik neler! Büyüklerimiz etraftaki biz çocuklara bakıp, ileride nasıl bir birey olacağına dair yorumlar yapmamış mıydı? O yaşlarda benim için yapılan karakter analizlerinin pek azına karşı çıkardım. Yaptıkları yorumlara içten içe kafa tutardım elbet. Ama genelde doğruydular. Annem, babam, ablam, öğretmenlerim… Biraz beklentileri  doğrultusunda, biraz da korktukları şeyler yüzünden çeşitli “kıssadan hisselerle” beni evirdiler, çevirdiler… O hamuru beraberce yoğurdular. Ama hepsi bir yere kadar. Ötesi artık benimdi.

Şımarıktım ben çocukken mesela. Hep benim dediğim olsun isterdim. İşin en ilginç yanı, isteklerim konusunda son derece nettim. Ne tuhaf; şimdilerde anca istemediğim şeyleri biliyorum. Neden?

“Ey Tanrım! Bana değiştirilebilecek şeyleri değiştirecek cesareti, değiştirilemeyecek veya değiştirilmesine lüzum olmayan şeyleri kabul edecek kuvveti ve bu iki şeyi birbirinden ayırabilecek bilgeliği de ver.”

Evet, her şey değişebilir. Hatta çoğunu bizler kendi özgür irademizle değiştiririz. Değişmeyecek olan ve hayatımıza şekil veren tek şey, yaşanmışlıklardır.  Bizim açtığımız ve ardımızda bıraktığımız izlerdir.

Her her nerede olursam olayım, her ne yapıyor olursam olayım, her kimsem ve neysem! Yaşadıklarımı hiçbir şey değiştiremez.

Ama ben değiştim… Ya siz?

About the author

Seda düşünmeyi, üretmeyi ve paylaşmayı sever. Mutlu olmak için çalışır. Hayatı ve kendini sorgular. “Neden?”ler kadar, “Nasıl”lar peşindedir. “An”ları yakalamak ve yaşamak gerektiğine inanır.

{"email":"Email address invalid","url":"Website address invalid","required":"Required field missing"}