2 gündür Sizlerle oldukça derin bir yerlerden yazılarımı paylaştım. Umarım ilginizi çekmiştir. Ama bugün sanki ilk yazı, ilk gün gibi başa dönüyoruz ve sil baştan yapıyoruz.
En baştan, neden böyle yapıyoruz derseniz; çünkü o ilk yazı kaleme alınmadan başlamışız, biraz ilk yazı kıvamında olsun istiyorum.
Ben bu sayfada, elimden geldiğince kendimden yola çıkarak, birikimlerimi, gözlemlerimi aktarmaya çalışacağım. Haklı olmak, olmamak gibi bir beklentim yok, sadece yazmayı çok seven biri olarak, yüksek sesle düşüneceğim. Benim sıradan herhangi bir insandan, sizden bir farkım yok.
Neler yazacağız burada derseniz, kadına dair ne varsa, işte aşkla girdik söze, zira aşktır bana göre insanı, diğer tüm nesnelerden ayıran, eviren, geliştiren, annelik ile devam ettik, bugün ise normalde yemek tarifleri yapmam lazımdı ama daha erken olduğuna kanaat getirdim, iş hayatında kadın diyeceğiz , kadın olmanın eksileri, artıları, güzellik deyip, sırlarımızı paylaşacağız, sağlık deyip, nelere dikkat etmeliyiz konusunda kafa yoracağız ve bazen de sadece hobilerimizi, sanatı, şiiri hatta gazeli konuşacağız, yani bize dair ne varsa, olabildiğince objektif, ön yargısız, kontrolü kaybetmeden, tabi ki insana dair hatalar yapacağız, yapmaktan korkmayacağız ama yaşam bize ne getirirse getirsin, direneceğiz, dertleşeceğiz ve hep birlikte yol alacağız, biliyorum ki, sizler de kendinizi anlattıkça, çok ciddi kazanımlar elde edeceğiz ve mutlu olacağız.
Gelelim yemek konusuna, yani normalde bugünün konusuna. Onda neler yapacağız derseniz, öncelikle, kendi yemek yaparken püf noktalarımı paylaşacağım, iddialıyım bu konuda, iyi yemek yaparım. Ardından temel tanımlar, Sonra kendi yerel mutfağımızdan yemeklere yer vereceğiz, örneğin benim favori mutfağım olan Antep yemeklerine yada Ege’nin zeytinyağlı yemeklerine. Bazen bir pasta tarifi olacak, bazen bir salata, bazen bir kebap belki, o an canımız ne istiyorsa o. Spontone, belki siz, olmadı Rana , şurada şu olmalı diyeceksiniz, anında yansıtacağız. Yani tamamen interaktif gidecek. Şikayetçi olan hemen bildirsin, sonrasında itiraz istemem 🙂 Ayrıca lütfen sizler de yemek tariflerinizi bizimle paylaşın, püf noktasını kendinize saklar mısınız, saklamaz mısınız bilemem ama, paylaşın.
Hem hangi kadın, şöyle kendine has bir restoran açmak istemez ? Benim hala en büyük düşüm. Artık emekliliğe saklasam da, bu düş bana kendimi iyi hissettiriyor.
Ama şimdi size, önümüzdeki haftaya kadar bir sorum var, hadi biraz düşünelim, neden dünyanın en iyi aşçıları erkeklerdir? Michelin yıldızı neden onlara gider ? Oysa kadınlar hep mutfaktadır.
Bu arada, bana göre sadece alkol değil; bir kültür, bir yaşam biçimi olan, şarap hakkında da ahkam keseceğim, bağ bozumları, şarap tadımları, kaliteli şaraplar hakkında ara ara notlar çıkacak karşınıza.
Şimdi bu yazıyı da bir resimle bütünleyelim mi ?