Hayatın neden istediğin gibi değil? Bu soruya verdiğin cevap her neyse, belki de bir bahanedir. Bahanelerden kurtulmak gerektiğini biliyorsun değil mi? Ona, buna bulunacak bahane yok! Çünkü, başarılı insan, her türlü engele ve zorluğa rağmen çalışmaya devam edendir. Eğer engelleri birer bahane haline dönüştürürsen, bu senin ilerlemenin durduğu anlamına geliyor. Oysa; kendine yapabileceğin en büyük kötülük teslim olmak!
Bugün böyle bir yazıyı hazırlarken buldum kendimi. “Sonra neden bu konu?” diye sordum kendi kendime. Genelde kafam neyle meşgulse veya ilgimi o gün ne çektiyse, o konuya yoğunlaşıyorum. Biraz düşününce; bugünün aslında düne göre benim için daha aydınlık olduğunu fark ettim. Halbuki yaşadıklarımda pek bir değişiklik yoktu. Yalnızca ruhum yaşadığı zorluklar karşısında dün pes etmiş bir haldeydi, bugünse biraz güç toplamış bir şekilde uyanmıştım ve günün ilerleyen saatlerinde yapılacaklar listeme birkaç “tamamlandı” işareti ekleyebilmiştim. Rahatladığımı fark ettim. Kendimi zorlamak ve bir şekilde yola devam etmek iyi geldi. Fark ettim ki; pes etmemek gerçekten de çok iyi bir ilaç.
Sen kaç yaşındasın? Kim bilir kaç tane zorlukla başa çıktın, kaçından yara aldın, kaçından yırttın… Belki zenginsin, belki de fakir. Belki de dağ gibi engellerle ufacık yaşlarda boğuştun, acılarla yüzleştin. Diğerleri neden senin kadar zorlanmıyor diye belki de kimi zaman isyan dahi ettin. Belki sen de kendini başkalarıyla mukayese etmenin ne kadar da yersiz olduğunu, asıl önemli olanın engelleri aşmak ve başarmak olduğunu gördün. Bilemiyorum. Belki de başaramadığın şeyler yüzünden etrafını dante dante bahanelerle ördün. Hatta “kader” dedin. Tüm engelleri önüne kader koymuştu, öyle mi?
Elbette değil. Engellerin çoğu zaman kendi ellerinle konulmuş bariyerler olduğunu biliyorsun. Beğenmiyorsan git ve onları kaldır. Kadere bahane bulma. Eğer kendine engelsiz ve başarılarla dolu bir hayat istiyorsan, o halde öncelikle yapabileceğine inan ve sonra da çalış! Yılmadan, bıkmadan, sıkılmadan çalış. Her şartta çalış. Yok moralinin düzelmesini, yok içinden gelmesini filan bekleme. Görev görevdir. Yapılması gereken işleri bir bir yoluna koy ve bak gör; kendini daha iyi hissedecek ve yola daha kolayca devam edeceksin. Önüne çıkan engelleri sadece birer “durum” olarak görecek ve böylelikle kendini, onları aşma yönünde konumlandıracaksın.
Bu mücadelelerden belki de milyonlarcasıyla geçip gidecek hayatımız. Bence insanın eline geçen tek şey hedefini başarmanın verebileceği haz.
Şunu altını çizerek, tekrar söylemek istiyorum: Eğer bahane varsa, mücadele yoktur, başarı yoktur!
Başarılı olmak için çok yoğun çalışmaktan ziyade, az az da olsa sürekliliğe ihtiyaç var. Hızlı koşup yarı yolda kesildikten sonra, ne anladım ben o işten! Yavaş ama kararlı adımlarla ilerlemek, dinlenme molaları dışında duraksamamak bence hepimizi hedeflediğimiz yaşama götürecek sihirli bir yöntem. Bu mantığı siz de ister özel hayatınızda, ister iş hayatınızda değerlendirebilirsiniz. Seçim sizin.